Sergi açılışlarına çiçekle gitme kültürü bende yeni var olan bir durum. İlk sergi çiçeğimi, 2021 yılında sanatçı ikilisi ha:ar’ın Londra’daki sergilerinin açılışına giderken almıştım. Hande ve Arda’nın JD Malat Gallery’de gerçekleşecek olan “Pulse: Electric Mannerism” sergisi için bir basın grubu ile birlikte İngiltere’de olmam gerekiyordu ama basın ekibinden kimsenin vizesi yetişmediği için tektim. Şansıma İngiltere vizemin süresi henüz bitmemişti ve tüm ülke basınını temsilen ben gidebilmiştim. JD Malat, Londra’nın havalı semtlerinden Mayfair’de. Otelden çıkıp galeriye geçerken Google Maps’ten çiçek alabileceğim en yakın lokasyonlara göz attım. Çiçek alma alışkanlığımın olmadığını kolaylıkla anlayacağınız üzere haritanın yönlendirmesiyle oldukça cool sayılabilecek bir çiçekçide buldum kendimi. Bir çiçekçiyi ne “cool” yapar diye sorabilirsiniz. Ne kadar az çiçek çeşit varsa, o kadar cool oluyor anlaşılan. İlk çiçekçi tecrübemde kendimi Londra'nın en havalı ve pahalı çiçekçisinde bulmayı ummuyordum elbette. Kararsız kalıp farklı bir çiçekçi ararken klasik bir zincir marketten rengarenk mis gibi kokan bir buket çiçek bulmanın sevinciyle serginin yolunu tuttum.
Sergi açılışlarında çiçek alma alışkanlığım böyle başladı. Londra ve İstanbul’daki çiçek kültürü farklı olsa da sergi açılışında çiçek almak her sanatçıyı mutlu eder. Sahi öyle mi? Yunus Karma sergi açılışında kendisine çiçek alınmasını ister miydi?
Son dönemde çiçek ve bitkilerle üretim yapan sanatçılar beni fazlaca heyecanlandırıyor. Ne yazık ki ülkemizde "floral artist" titrine sahip çok fazla isim yok. Globalde ise popülaritesi giderek artıyor. Rebecca Louise Law gibi botanik heykeller yapan daha konvansiyonel isimler olduğu gibi dijitali ve fizikseli bir araya getiren FLOWGARDENZ gibi yenilikçi ekipler de var. Ancak içlerinde birisi var ki gerçek anlamda bir hayalperest. Azuma Makoto, Japon çiçek sanatçısı, heykeltıraş ve fotoğraf sanatçısı. Botanik heykeller konusunda çıtayı arşa çıkardı. Arşa çıkarmak kelimesini mecazi anlamda söylediğimi düşünmeyin. Gerçekten “arşa çıkardı.” Makato, “Exobiotanica” projesinde Amerika’nın Nevada eyaletindeki Black Rock Çölü'nün 30.000 metre yukarısındaki stratosfere 50 yıllık bir Japon bonsai ağacı ve bir buket çiçek gönderdi. Bu yolculuğu kaydetmek üzere özel donanımlı bir balon, GPS sensörleri ve GoPro kameralarla donatıldı. Bonsai ve buket asla geri dönmedi, ancak Exobiotanica’nın yolculuğundan 12.000 fotoğraf dünyada.
Sahi, Azuma Makato’nun sergi açılışına gitme fırsatım olsa çiçek alır mıydım?
